Anası ağlatılan bir milleti güldürmeyi başarmıştır. Bu milletin Kemal Sunal’a bir vefa borcu var.
İlyas Salman
Türk sinemasının büyük değeri Kemal Sunal, 3 Temmuz 2000’de aramızdan ayrılarak sevenlerini yasa boğmuştu. Bugün aramızdan ayrılışının tam 16. yılı. 16 yıldır Kemal Sunal’ın gülüşünden mahrumuz.
O, sayısız filmiyle girdiği bütün rolün üstesinden hakkıyla gelmiş, Türk insanın kalbinde büyük yer edinmiş ve her rolüyle Türk insanını kahkahalara boğmuştur.
Henüz lise yıllarında oynadığı ufacık bir rolle insanları güldürmeyi başaran Kemal Sunal o günlere dair hatırladıklarını ‘Nasıl oldu bilmem, ben kendimi sahici bir sahnede seyircilerin arasında buldum. Ses Tiyatrosundaki ilk rolüm çok kısaydı. Üç dakika sahnede ya kalıyor ya kalmıyordum. Öyle pek bir şey söylediğimi de hatırlamıyorum. Sahnenin bir ucundan girip diğer ucundan çıkıyordum. Ne yaptığımı da pek hatırlamıyorum ama seyirci kahkahadan kırılıyordu. Bu da benim hoşuma gitmişti.’ sözleriyle dile getirmiştir.
İyi ki o gün o sahneye çıkmış ve insanları güldürebildiğinin farkına varmış ve bu yolda ilerlemiştir. Aksi halde Kemal Sunal olmadan Türk sineması hep eksik kalacaktı.
‘Balalayka’ filminin çekimi için bindiği uçakta geçirdiği kalp kriziyle aramızdan ayrılan büyük ustayı saygıyla anıyoruz.