PAMMAKARİSTOS KİLİSESİ
Pammakaristos, İstanbul’un tarihi kiliseleri arasında en ilginç kiliseler arasında yer alır. Kilise binası aslında iki bitişik binadan oluşmaktadır. Ana bina günümüzde Fethiye Cami olarak hizmet etmektedir. İkinci bina ise sonradan eklenen ve günümüzde Müze olarak hizmet eden bir mezar şapelidir (“parakklesion”).
13. yüzyıl sonlarında sarayın ileri gelenlerinden protostrator (baş seyis) M.G. Tarkaniotes tarafından yeniden inşa ettirilen ve İstanbul’un fethinden sonra 3 Yüzyıl boyunca Patrikhane olarak kullanılan yapı III. Murad döneminde ‘Fethiye’ adıyla camiye çevrilmiştir.
Cumhuriyet döneminde müzeye dönüştürülmüş, 1929’da içindeki mozaik ve freskolar açığa çıkarılmıştır. Kuzey kilise halen cami olarak kullanılmakta, ek kilise ise duvarları XIV. Yüzyılın güzel mozaikleri ile süslü olup 1936-1940 yıllarında onarıldıktan sonra olarak Ayasofya Müzesi‘ne bağlı bir birim haline getirilmiştir.
Pammakaristos Manastırı’nın kilisesi olan ve III. Murad döneminde ‘’Fethiye’’ adıyla camiye çevrilen yapının güneyindeki şapel kısmında, 1949 yılındaki araştırmalar sonucunda ortaya çıkartılan çok kaliteli mozaik süslemeler bulunmaktadır. Bu küçük yapının kubbesinin ortasına, altın zemin üzerine Pantokrator (Kudret sahibi) İsa resmedilmiştir. İsa’nın başında bir hale, bunun içinde gümüşten bir haç bulunur. On iki dilime ayrılmış olan kubbe içinde ise birer peygamber tasviri vardır. Bu peygamberler Musa, Yeremya, Sefenya, Mika, Yoel, Zekerya, Ovadya, Habakkuk, Yunus, Malaki, Hezekyel, ve Yeşayadır. Her biri Mesih’in gelişiyle ilgili ayet içeren bir parşomen tutmakta. Şapelde bulunan diğer mozaiklerin çoğu Kilise Babalarını tasvir eder.
Apsiste tahtında oturan İsa, iki yan duvarda Meryem ve Vaftizci İoannes ile deisis oluşturur.
Kaynak: İstanbul’un Renkli Hazineleri, ITO Yayınları